
Güç topluyoruz
Sertlik, güç ve hız eril prensiplerdir, güçsüzlük ve yumuşaklık ise dişilikle ilişkilendirilir” hatırlatmasını yapıyor Gilles Boëtsch ve ekliyor: “Ama rekabet sadece erkekler arasında vuku bulmuyor. Öyle ki erkekler ve kadınlar bedensel düzlemde de karşı karşıya geliyorlar. Erkekler görünüşlerini iyileştirirken kadınlar kas gücü elde ediyorlar.”
Vücudu benimsemek için vücudun yaratıcısı olmak gerekiyor. Bu şekilde vücut araç değil, amaç haline dönüşüyor” diyor Psikolog Sophie Cheval. Tıpkı bir heykeltıraşın kille yaptığı gibi çıkıntılarımızı yuvarlatabilir, vücudumuzu şekillendirebiliriz. Üstelik çoğu kişi çabalarının karşılığını boşa çıkarmamak için yediklerine de dikkat ediyor. Sadece vücutları değil, aynı zamanda beslenme alışkanlıkları da değişime uğruyor. “İnsanlar dış görünüşlerini şekillendirmek için kendi kurallarını icat ediyor. Estetik kaygıyla düzenli olarak fiziksel aktiviteleri takip etmek ve daha sağlıklı olabilmek için besin takviyesinde bulunmak gibi” diyerek durumu analiz ediyor Gilles Boëtsch.
Sophie Cheval’e göre, besin alımını azaltmak yerine kalori harcamasını artırmak rejimlerin başarısızlığını gözler önüne seriyor. Aynı zamanda cildin terden parladığını görmek, kalbin daha hızlı çarptığını hissetmek ve baldırların “yandığını” duyumsamak kişiye belli bir keyif veriyor. Ancak bu noktada da dikkatli
olmak gerekiyor, çünkü kimilerinde zayıflamak için acı çekmek bir takıntı haline gelebiliyor.
Yaşama sevincini koruyoruz
“Bedenin Tarihi” kitabında, sağlık dergileri ve güzellik kitaplarıyla yayılan bu fit olma anlayışının bedenin üzerindeki yeni rolü de inceleniyor. Buna göre, “beden yatıştırılması gereken bir ‘partner’, huzura kavuşturularak özneyle daha uyumlu kılınması gereken bir varlık ve nihayet benliğin daha kaypak ya da daha gizli bölgelerinin yerini tutan bir vekildir. Hatta beden, kişiliğin neredeyse psikolojik bir parçasına dönüşmüştür.
Bireyselleşmenin önderliğindeki uzun bir yolculuğun sonunda, 20. yüzyılın başında, kaslara yapılan yatırımın hedefi olarak kendine güvene dayanan eski modelin yerini bir asır sonra fiziksel olarak bedenin içini çalıştırarak kendini geliştirmeye yönelik bir model almıştır”. Bazen de çeşitli sosyal paylaşımlarda çok fazla “like” alamamanın yarattığı moral bozukluğu özeleştiri riskini artırabiliyor.
Tumblr veya Instagram’daki “fitspiration” fotoğrafları, halter emojileri, kendimizle gurur duyduğumuz ev yapımı salata fotoğrafları, amuda kalkmış pilates halleri bu konudaki hevesimizi gösteriyor. Bir de karınlarının önce/sonra fotoğraflarını yayınlayanlar var. Kendi deneyimlerini paylaşan insanlar bir bakıma diğerlerini de motive ediyor. “Şişmanlama, yaşlanma gibi korkuları beslememek ve yaşama sevincini yitirmemek gerekiyor” diyerek tavsiyede bulunuyor Sophie Cheval. Bir topluluğa dahil olmak, oradan destek almak, sağlıklı bir vücuda sahip olmak, bunlar hep güzel motivasyonlar.
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli